9 Ekim 2019 Çarşamba

Yirmidört Yerden Yanıldık

yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var.
hayal kurmak tek kişilik bir eylem, yanılmak gibi
iki kişi adına yapılan ne varsa yıkılmaya meyilli.

yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var.
bulutların aktığı yönde beklenecek bir şey yok
gidilecek yol var yalnız, yalnız gidilecek yol.

yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var.
yaşamak sonsuz, hanımeli sonsuz, bahar yine geliyor
inanmak sonlu, inanmak sonlu, inanmak sonlu.

25 Haziran 2019 Salı

Hüseyin Kıran / Hiç Söylenmemiş Olana

ey bedenime sürtünen soğuk, beni buğula
tenimdeki hayvanı boğ, aklımı öv ve kutsa
ruhumu biç, biçim ver ona
hatalarımı arkala, bana arsızlık bağışla
durgunluğumu boz, gövdemi döv ve sula
durmazsan kalbim patlayacak, durma
gökyüzümün gürültüsü artıyor, sus de bana
önle beni ve parçala, ama bırak patlasın
yürüt beni ve durdur ve bırak patlasın
patlasın gövdemdeki platin patlayacaksa
ah bu özenli buğu, beni sakla
görülmenin vahşetinden kurtar beni
azalayım biraz ve sahileyim, beni buda
bu kollar fazla bana, bu bacaklar çok
tenimi soy, kaburgalarımı say, beni bağışla
hayvanları, onları anlamamı bağışla
korkuları koktuğum, sesleri duyduğum
ısırdığım, yuttuğum her şey için
durduramadığım kendim için bağışla
kopar kaşlarımı, dirimi dışıma sür
köşelerim azaltılmalı bir bir
içimi ölç ve bil, ben bir başkayım
kuşlarla uçuyorum, insanlarla ayaktayım
kan götürür gövdemi ben bir başkayım
aklım akışkan, bölgelerim bellidir
kendimden al beni, ben bir vahşiyim
çürütücü çünkü bir şeyler besliyorum içimde
bu kabuk ve kabuğun altındaki çığlık
söylenmemiş bir şeyi söylemenin peşinde

19 Aralık 2018 Çarşamba

Mehmet Ali Kalkan / Gök Aradık Tuğlara

dedim:
yücelerden mağrur mağrur bakarsın,
duy sesimi sana derim dağlar ey!
gölgeleri üzerime yıkarsın,
gururlanma gücenirim dağlar ey!

dedi:
ayak bastım yeryüzünün üstüne,
sevenlerim her yanımı bağlar ey!
dost olanlar gül gönderir dostuna,
hani nerede büyüttüğün bağlar ey!

dedim:
hep yatarsın yürümeye gücün yok,
sevgi bilmez dert bilmezsin, acın yok,
kral olsan başında bir tacın yok,
kıymetini ben bilirim dağlar ey!

dedi:
nöbetteyim sen sanma ki yatarım,
sevmez olsam Kaf Dağı'na atarım,
tac istersem yıldızları tutarım,
dört mevsim de bende güler, ağlar ey!

dedim:
gelin gibi süslensen de her bahar,
kış gelende ümidine kar yağar,
sur üflense bir nefeslik canın var,
mağrur olmak nene derim dağlar ey?

dedi:
ok da benden, yay da benden, sadak da,
kök de bende, dal da bende, budak da,
türkü olur oynaşırım dudakta,
üzerimden nice geçse çağlar ey!

dedim:
dünya geniş hiç kimseye dar değil,
bana gitmek, sana kalmak zor değil,
doruğunu vatan tutan kar değil,
damla damla ben eririm dağlar ey!

dedi:
Hira benim, Tur da benim, Ural da,
kurt da bende, kuş da bende, maral da,
bey de benim, han da benim, kral da,
benim işte yeryüzünde tuğlar ey!

dedim:
bilen bilir kim haksızdır kim haklı,
fıtratımda nice alemler saklı,
Tanrı yalnız bana verdi bu aklı,
ruh üflenmiş bir eserim dağlar ey!

dedi:
Ferhat deldi kazma ile bağrımı,
ben bilirim ben yaşadım ağrımı,
gel deyince kurt,kuş duyar çağrımı,
mor göğsümü hep yorgunlar dağlar ey!

dedim:
can Mevlana, dost Yesevi bendedir,
Yunus Emre sevi sevi bendedir,
sevgi yüklü gönül evi bendedir,
gönüllerdir benim yerim dağlar ey!

dedi:
zamanlarda adım adım koşarsın,
nefes nefes ölmek için yaşarsın,
sen insansın elbet beni aşarsın,
elbet sende alperenler, beyler ey!

ve beraber dedik:
hem insanız, hem yoldaşız, hem dağız,
yağmur yoksa, gönül yoksa kurağız,
neticede ikimiz de toprağız,
hüvelbâki, Allah kerim dağlar ey!

15 Eylül 2018 Cumartesi

Alper Gencer / Deli Gibi Uykum Var Nermin

deli gibi uykum var Nermin
gözlerimi yumsam
mayınlar patlayacak çobanlarımda
kuzular geceye
kırık bir kaval gibi dizilecekler
elimden hiçbir şey gelmiyor inan
dünyasız kaldıkça böyle
aklıma seni düşürüyorum
karnıma bir tank giriyor
gibi seni düşünüyorum
alnımda harp
kaşlarıma basa basa yürürken
çehreme çalınmış hilal
kalbimden küllerle fışkıracak neredeyse
dönüp baksan ölümün elimden olacak
bir terazi bozacak eski bir teraziyi
morga mor çalacak pıhtılaşan kan
terlemeyen bir at patlayacak koşarken
dönüp baksan Şeddad’ı indirecek kıyamet!
tül
rüzgarla değil artık
güneş
bile battı
savrulan balyoz
içinden geçiyor buharın
tutan el
yarıyor suyu
kan zerk aleminde seninle dolanırken kuyumu
kıyıldı nikah
ölsem de durur nişanı
ben bir tek damarımı bilirim onun da adı Şah!
deli gibi uykum var Nermin
şuramda sen
gecenin üçünde çevirmeme girmişsin
o dakka telsizime
ela gözlü türküler çalmışlar
ve devletin dinlenmeden dinleyen dinlileri
dillerimi işkenceye sağmışlar
anlatamıyorum Nermin
bu dudak öpemez deyince bana inanmıyorlar
kimin içine değebilmiş bir dudak?
mühür verilmiş ateşe
ve erimemişse mühür
bülbül ne için ölsün ki güle?
o çekiç gözlü, bahçıvan mı sanıyormuş kendini?
bizi elindeki çivilerle mi döndürecekmiş çöle?
deli gibi uykum var Nermin
elimden hiçbir şey gelmiyor inan
ben her gün bir emevi asıyorum içimde
azalmıyorlar Nermin
omzumda bir gülünç ağrısı
nereye gitsem
varır varmaz arıyorum seni kendime
yapacak bir şeyim yok
çok sağanak yağdın zarlarıma
beni içime kadar ıslattın Nermin
zührevi bir felçsin arlarıma
şuramda sen
şuramda…
son sürat kan kaybediyorken
devrilen bir ambülansın içinde kadar şuramda…
açıp gösteremiyorum Nermin
yasal tedbir koymuşlar gözyaşlarıma
deli gibi uykum var Nermin
bir mengene
ile şakaklarımı
yeniden sipariş ettim kendime
urlarımı cellâdıma bahşiş bıraktım
zaten nereye uzansam ölüm
içime bir gardiyan kaçmış gibi ben
koğuşlarımdan sana daraltılmışım
ipin koptuğu yerden boşanan bir çığlığınsın
iki el sıksan havaya
iki kuş düşer verir kalbini
ama beni bir bahane bulup da…
kurbağaları tartmaktan dönen bir yılgınlığınsın
deli gibi uykum var Nermin
gözlerimi tankerler boşaltıyor
gözlerini gözlerimden al
beraber bir şeylere bakalım
elimden hiçbir şey gelmiyor inan
elimi çabuk tutman lazım
ben ki
böbreklerimle hayata bağışlanmışım
anlamak istemediğim bir şey var gülüşünde
istimlak edilmiş gövden
ne kadar da kanlı duruyor sermayenin dişinde
böyle ru be ru
böyle eli belinde müteyakkız
sittin sene geçse anlaşamayız
beraber bir şeylere bakalım Nermin
bakmayalım hiç birbirimize
deli gibi uykum var Nermin
gövdemi söküyor şafak
ipliğim çözüldükçe
içimde ağırlaşan bir ittifak
cebimde Marx
boynumda dükkan kapatan esnaf
dünya elindeki aynayla
açı kuruyor omuzlarımın ortasına
uyumuyorum Nermin
kustuğum kükürt soluduğum azotla akraba
birbirini bulan iki açık pencere
gibi cereyan yapıyoruz seninle hayata
artık kabullendim:
beni karşılamıyorsun burada!
ben senin uyuduğun yerlerde geziyorum
sen benim sürülerimi sürüyorsun bozkırlarına
deli gibi uykum var Nermin
elimden hiçbir şey gelmiyor inan
ben nasıl uyurum sen uyanmazsan
Allah biliyor hiçbir şeyim yok
sevilecek şeyler ağaçların arasından geçip gidiyor
seni sevmek de öyle orman!
yanınca bitiyor her şey yanınca bitiyor
kalanlarla avunmuyorum Nermin
sen yoksun her nasıl olmayacaksan
bu imtihan bu debi
o terli atın külündense bu kalp
çok sevinirim ya Rabbi
beni her yerimden kapatırsan

12 Temmuz 2018 Perşembe

Payidar Zaraman / Benazir

Gözlerin en iyi bir şeydi benazir
En iyi bir şeydi
Fitneden fidye alırdım ben onlarla
Onlarla ben çok yakışıklı bir herif olurdum
Seviyorum seni iyisin... bunu iyi işit
Seviyorum seni iyisin
Sen cihanın bir yurdunun bir bucağında
Oturduğun linç edilmiş bir minderde
O zemberek esmerliğinle öylece durursun bu bana yeter
Bu bana yeter diyorum iyi işit
Bu bana yeter ben bundan bir kısmet alırım
Hükmü düşer metni kutsalın
Amen pouya'nın sesinden kelam dinleriz sonra
Neden olmasın dinleyelim benazir
İnleyelim lisanımızca
Gezmelere çıkaralım gökyüzünü
Ve özeti olsundur ki
Ölüm çok loş bir akıbettir ve politikayı zül addeder hamavet
Yalanın nihayeti hüsrandır tenzih ederim seni
Seni tenzih ederim sen ki bende bir hira hurisi
Çok net görüyorum seni iyisin
Ve bir bağ yolunda benazir
Bir bağ yolunda azığımda haşlanmış yumurta ve kırmızı soğan
İçimde ölmesine ihtimal vermediğim bir anne
On dört yaşında bir iyi çocuk ve bu cennete giden patika
Çok aheste koşuyorum seni iyisin
Sen iyisin ben bunu bilmişimdir
Bu varlık endişesinden kurtarıldığım ay ışığında aklanmış gece
Ve sabah ne candan karşılıyor beni
Elbette seni
Abdest almak ne ferah şeydir benazir
Kal ki iyileşelim
Kal ki bir serçenin kalbiyle vuralım nasın fikrini
Ve yıldızlar
Yıldızlar göğün göğsünde Allah'ın şarkıları gibi
Gözlerimi
Gözlerimi bir gize taşırlarken
Kalifiye bir acemi olarak ben
Bir yufka ekmek kadarım
Kadarımdır
Olabildiğince hoş oluyorum seni iyisin
Sen ki sabah sıfır dört sularında fena mavi bir gülsün
Yaşamak için en ideal mezarlıksın benazir
En olağanüstü hal
Bütün kedilerin ölsün
Şimdi bunca nitelikli yaralarımızla birlikte
Bir hayat sürmek değil bu bizimkisi
Bir hayat sürünmektir benazir
Madem ki kalbimiz göğsümüzde dölek durmuyor
Dölek durmuyor gözlerimiz senin karşında
Çıkarabilirsin onları kafeslerinden
Yapabilirsin bunu pekàla...olmaz sana zerre kinim
Sen allah büyük olduğu için güzelsin benazir
Ben allah güzel olduğu için çirkinim
Şimdi bu bağ yolunda benazir
Yolumdan çekilse dünya...çekilse kaygıdan yaratılmış ilahlar
Sırtımı berrak bir yaşanmışlığa dayasam
Sırtımı ve sırtımın sırrını
Ne ferah bir gök olsa
Ve ciğerlerimde nefesinden damıtılmış bir cennet ırmağı
Bunlar hep olmuş hep olağan hep olacak şeylerdir
Şimdi benazir
Şimdi itaat kuşanmış bir hitapla
Ve dahi bir inatla buyur
Ve inzivaya çekilmeden önce gözlerin (yani şu karşımda duran iki tanrıcık)
Bir tebliğ edasında...ki böyle olmasa da olur
Ve dahi bir sanatla buyur
İyisin değil mi
Ve bunu bütün seçkin köprüaltlarına duyur
Umut ki tanrının yeryüzündeki tek vekilidir benazir
Çok müreffeh ölüyorum seni iyisin

11 Haziran 2018 Pazartesi

Özgür Göreçki / Açıyor

benim de bir oğlum olsa adını özgür koyardım.bu, çok mantıklı.
oğluma, balık ve silah tutmamayı
kadınlara ve iyi davranmayı onlara yani,
bunları elbette öğretirdim. aramızda lafı olmazdı.
kimi geceler canımızın çok sıkkın olabileceği kadar
bazı geceler keyfimizin oldukça yerinde olacağını
tahahhüt edebilirdim ona.
dudağımızın kıvrılınca gözümüzün kısılabileceğini.
bunlar olmazdı diyemem. burda biz bizeyiz.
elma hakkında söylemek istiyorum. bir meyvedir.
bu kadar.
televizyon, radyonun resimlisidir sonra.
su, yukarıdan aşağıya akıyorsa şelale ola da bilir,
olmaya da bilir. ancak her suyun içilmeyecek olduğu
kesindir. suyun iyisi rakıya kattığında beyazlamaktadır.
kadınlardan çok güzel anne, abla, teyze, hala olur.
erkeklerden baba, ağabey, amca, dayı olur.
insanlar anne ve dayı olursalar erken ölebilirler. bu,
pek tavsiye edilmez. halalar genelde uzun yaşarlar.
gripin bizim zamanımızda da vardılar olacak,
ufak seyahatlar. talcid örneğin. aspirin. iyi gelmeleri
siz çıkın beyler benim biraz daha işim var demektir.
attan inmek yasaldır. çimlere basabilirsin çünkü çimler
basıldıkça güçlenir. neden bize basıyorsun demezler hem.
zaten pek de konuşmazlar derim.
mutsuzlukdan söz açmak istemem
yalağuz bir aynaya değil, ütü masasına, koca mutfağa
köşe takımlara, enderin kaplara kacaklara sığmayan mutsuzluktan
mükemmel mutsuzluklarından aile olma eyleminin, istemem
acır sevgim
benim bir oğlum olsa ben de bir baba ölebilirdim
bir baba doğabilirdim
kızım olsa da.

1 Haziran 2018 Cuma

Orhan Veli Kanık / Beni Güzel Hatırla

beni güzel hatırla! 
bunlar son satırlar... 
farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından 
ya da bir yağmur sel oldum sokağında 
sonra toprak çekti suyu... 
kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
uyandın ve ben bittim...

beni güzel hatırla! 
çünkü; sevdim seni ben, herşeyini... 
sana sırdaş oldum, dost oldum, 
koynumda ağladın.
yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini,
beni üzdün, kınamadım. 
alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım... 

beni güzel hatırla! 
sayfalarca mektup bıraktım sana.
şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.
sakladım günahını, sevabını içimde 
sessizce gittim... 
senden öncekiler gibi sen de anlamadın.

beni güzel hatırla! 
sana unutulmaz geceler bıraktım 
sana en yorgun sabahlar... 
gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım. 
en güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,
söylenmemiş "merhaba"lar sakladım her köşeye 
vedalar bıraktım duraklarda.
ne ararsan bir sevdanın içinde 
fazlasıyla bıraktım ardımda.

beni güzel hatırla!
dizlerimde uyuduğunu düşün, 
saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı, 
mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.
alnından öptüğüm dakikaları...
birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün 
şaşırtmayı severim biliyorsun.
bu da sana son sürprizim olsun. 
şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum 
beni güzel hatırla. 
gidiyorum...