27 Ocak 2018 Cumartesi

Ahmet Haşim / Akşamlarım

Her akşam üstü ufuklarda bir selâm ararım 
her akşam üstü uzak bir semâ-yi muzlimden. 
sükût ü zulmet olan bir muhît-i mü’limden 
doğar hayâtıma bir hicr-i dâimi sanırım.

semâ, senin o zamân mâteminle, hüznünle 
deniz, senin o zaman hâtıranla mâlidir. 
havâda son nefesin ye’s-i rûhu hâkîdir, 
akar sular, dereler son nidâ-yi ye’sinle.

emellerimde bu dem bir hubûb-ı târ uyanır. 
kederlerimde büyük bir sükût-ı zıll u havâ, 
başım elimde, uzaklarda ihtizâr-ı mesâ, 
dumanlı, gölgeli bir sâha-î hayâli uzanır.

hayâl ü hissimi reng-i muhite benzeterek 
zevâl-i ömrümü seyreyliyor sanır nazarım. 
erir bu dem kalır ufkumda bî-ziyâ bir renk 
hakayıkım, elemim, zulmetim, düşüncelerim.

şemîm-i valsını bir nağme, bir havâ, bir zıl, 
bu dem muhit-i hayâlâta anlatır bir bir. 
bu dem, bu dem senin, ey rûh-ı gâib ü zâil 
cunûn-ı ekşimi tenvime geldiğin demdir.

buhâr-ı şâm ile dağlar, denizler, ormanlar 
gurub eder gibi bir başka cevf-i esrâra, 
uzak ufukların üstünde mest ü âvâre 
sükût-ı firkati ervâha zühre nakleyler.

başım elimde, sorar gözlerim ufuklardan 
şemîm-i vaslını bir nefha, bir havâ senden; 
bakıp ufûlüne her şâm-ı mü’limin sanırım 
doğar sükut ile akşamlarım mezârından.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder