13 Şubat 2018 Salı

Attila İlhan / Hadi Sen Git

altın dişli fahişeler urfa'da bir barda gülümseyen
kankırmızı gülümseyen gümüş saplı el aynalarına
uyanıp geceyarılarına su içmek istediğim uykulu ellerinden
her akşamüstü zihinlerinden mermi hızıyla geçtiğim
kimsenin görmediği ünlemler çizerek titrek dudaklarına

hadi sen git yağmur bastırmadan ben sonra gelirim
bir kız vardı sevdiğim (alman) nedense tutuklamışlar
hadi sen git beni yalnız bırak bu akşam iyi değilim

bir şeyleri bir yerde yarım bıraktık neleri nerede nasıl
kim kimi yüklenmiş götürüyor boşalan hangimiz
şehirler birden karanlık / birden elektrik kuşları
kıvılcımlı gözleriyle karanlığımıza dolmuşlar
aylardan hangi aydır yıllardan hangi yıl
geçmiş bir zaman parçasının içinde miyiz
başımda fes peçelisin cebimizde osmanlı kuruşları
gazeteci ahmet samim'i galata köprüsü'nde vurmuşlar

hadi sen git yağmur bastırmadan ben sonra gelirim
o kitap vardı ya verdiğin (roman) yakıp savurmuşlar
hadi sen git beni yalnız bırak bu akşam iyi değilim

çığlıklar atıyorum başkalarının ağzından çıkıyor
kumral kirpikli kızların fabrikalarda bildiri dağıtan
saçları yorgun sarı / üstüne kirli bir kar yağıyor
kalemi elime alsam benim yerime bir başkası yazıyor
belki bir işçi bıyıkları ağzına giren hiç görmediğim
ellerinde gizli bir titreme kalmış 12 mart'tan
deryaları devirse bir türlü sarhoş olamıyor

hadi sen git yağmur bastırmadan ben sonra gelirim
sendikacı osman'ı bilirsin (militan) ölüsünü bulmuşlar
hadi sen git beni yalnız bırak bu akşam iyi değilim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder