bollaşınca kaçar tadı şeylerin, bilirim
kaçsın dışımızda ne varsa daha dışımıza
tenimizde sihir tenimizde yara
ben, hayat tanık olsun bizi tırnak içine alsın
eğsin büksün kalın yapsın istedim
başımın hiç ağrımaması bundan
biraz da ölmüşlüğümden
gidip gelmek değil gitmek ve kalmak gibi uzun
sonra beklemek, müzikler dinlemek
sonra beklemek. su vermek değil
sert şey kırılgandır, toktur, ses öyle mi, değil
onaylar ve uzatır ölümü
sen benim arsızlığımdan odalar yap sünek olsun
yeri geldiğinde öleceğim duvarlar yumuşak
inleyeceğim zemin pürüzlü ki tutunmak kolay olsun
zirvedeyken ya da düşüyorken
sonra konuşuruz kendini aslan terbiyecisi sanan adamları
yüzlerindeki pençe izlerini
ve mutsuz olmak için bir nedenimiz olmadığını
mutlu olmak için bir nedenimiz olmadığını
ne kadar şiddetli konuşursak o kadar şiddetli...
sana bunları mum ışığında söyleyemem
leopar desenli giysilere inanmıyorum
baktığın ve güldüğün yerden ekmek ver bize
dans etmesek de olur
ne olur?
hadi bana sorular sor cevaplı olsun
öyle uzun susmalara inanmıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder